İzmir İlinin batısında, Urla yarımadasının başlangıç noktasında kurulan İlçe Merkezi İzmir’e 38 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 65 metre yükseklikteki İlçede hâkim bitki örtüsü; delice, zeytin, koca yemiş, defne, mersin ve makilerdir. Arazi yapısı dağlık ve tepeliktir. Dağlar bozuk baltalık ormanlarla kaplıdır.
Denize dik inen ve yaz kış yeşilliğini koruyan tepelerin eteklerinde meydana gelen düzlükler ve koylar değerlendirilmesi gereken önemli turizm potansiyeline sahiptirler. Akdeniz ikliminin bütün özelliklerine sahip Urla’nın İzmir körfezinden Karaburun ve Foça açıklığının karşısında yer alması sonucu; sürekli esinti olduğundan yaz ayları sıcak, kış ayları ılık ve yağışlıdır. İlçenin önemli akarsuyu bulunmamaktadır.
Denize dik inen ve yaz kış yeşilliğini koruyan tepelerin eteklerinde meydana gelen düzlükler ve koylar değerlendirilmesi gereken önemli turizm potansiyeline sahiptirler. Akdeniz ikliminin bütün özelliklerine sahip Urla’nın İzmir körfezinden Karaburun ve Foça açıklığının karşısında yer alması sonucu; sürekli esinti olduğundan yaz ayları sıcak, kış ayları ılık ve yağışlıdır. İlçenin önemli akarsuyu bulunmamaktadır.
Yerli halk genelde; mülkiyeti kendisine ait bir ya da iki katlı yığma taş binalarda oturur. Kıyı kesiminde yerli halkın satış yoluyla elinden çıkardığı arsalarda İzmir ve yakın çevresinden gelen sosyal statüsü yüksek kesimin yaptığı ve ikinci konut olarak kullandığı
, büyük bölümü imar planlarına aykırı olarak yapılmış 4000 civarında konut vardır. Konut sıkıntısı mevcuttur. Bilhassa dışarıdan tayinle gelmiş memurlar yönünden sıkıntı hissedilmektedir. Bu soruna çözüm olmak üzere yapı kooperatifleri mevcuttur. Toplu konut kredilerinin düşük ve orta gelirli ailelere güven verici ve avantajlı şartlarda verilmesi yoluyla son yıllarda alınan ekonomik tedbirler sonunda İlçemizde kurulmuş ve kurulacak olan
konut kooperatiflerinin desteklenmesinin konut problemine ve düşük nitelikli ruhsatsız kaçak inşaat yoluyla oluşan çarpık yapılaşmaya çözüm olacağı değerlendirilmektedir.
, büyük bölümü imar planlarına aykırı olarak yapılmış 4000 civarında konut vardır. Konut sıkıntısı mevcuttur. Bilhassa dışarıdan tayinle gelmiş memurlar yönünden sıkıntı hissedilmektedir. Bu soruna çözüm olmak üzere yapı kooperatifleri mevcuttur. Toplu konut kredilerinin düşük ve orta gelirli ailelere güven verici ve avantajlı şartlarda verilmesi yoluyla son yıllarda alınan ekonomik tedbirler sonunda İlçemizde kurulmuş ve kurulacak olan
konut kooperatiflerinin desteklenmesinin konut problemine ve düşük nitelikli ruhsatsız kaçak inşaat yoluyla oluşan çarpık yapılaşmaya çözüm olacağı değerlendirilmektedir.
İlçemizdeki tarım alanları miras ve satış yoluyla çok küçülmüştür. Bu sebeple birim alandan en fazla gelir sağlama imkanı olan seracılığa olan eğilim artmıştır. Çiçekçilikte en büyük sorun pazarlamadan kaynaklanmaktadır. Pazarlama İhracata yönelik olduğu için, ihracatın olmadığı dönemlerde sıkıntı yaşanmaktadır.
1613 hektar alanda bamya, enginar, domates ve kavun yetiştirilmek olup, bunun 710 hektarı bamya (3550ton/yıl), enginar 115 hektar enginar (1380 ton/yıl)oluşturmaktadır. 200 dekar alanda 26 adet işletme vasıtasıyla dış mekan süs bitkileri üretimi yapılmaktadır. 38 dekarda açıkta kesme çiçek üretilmektedir. Yetiştirilen diğer ürünler buğday, mısır, yem bitkileri, bağ, mandalina, limon ve çeşitli meyvelerdir. Toplam 440 hektar bağ alanında 290 hektar şaraplık, 250 hektar sofralık üzüm üretimi gerçekleştirilmektedir.
Tarımda önemli bir yer tutan zeytincilik yapılan alan miktarı 5535 hektar olup; ağaç sayısı 628.000 adettir. Meyve veren yaştaki zeytin ağaçlarından toplam 11.500ton/yıl zeytin elde edilmektedir. Bunlardan ¾ zeytinyağı, ¼’ü ise sofralık zeytin yağı olarak tüketilmektedir.
1613 hektar alanda bamya, enginar, domates ve kavun yetiştirilmek olup, bunun 710 hektarı bamya (3550ton/yıl), enginar 115 hektar enginar (1380 ton/yıl)oluşturmaktadır. 200 dekar alanda 26 adet işletme vasıtasıyla dış mekan süs bitkileri üretimi yapılmaktadır. 38 dekarda açıkta kesme çiçek üretilmektedir. Yetiştirilen diğer ürünler buğday, mısır, yem bitkileri, bağ, mandalina, limon ve çeşitli meyvelerdir. Toplam 440 hektar bağ alanında 290 hektar şaraplık, 250 hektar sofralık üzüm üretimi gerçekleştirilmektedir.
Tarımda önemli bir yer tutan zeytincilik yapılan alan miktarı 5535 hektar olup; ağaç sayısı 628.000 adettir. Meyve veren yaştaki zeytin ağaçlarından toplam 11.500ton/yıl zeytin elde edilmektedir. Bunlardan ¾ zeytinyağı, ¼’ü ise sofralık zeytin yağı olarak tüketilmektedir.
Toplam 957 işletmede 4500 adet büyükbaş hayvan, 150 adet işletmede 23 bin küçükbaş hayvan mevcudu bulunup, 13905 baş keçi, 7475 baş koyun varlığı mevcuttur. 5 adet yumurta tavuğu işletmesinde 143.135.000.000 adet yumurta üretilmektedir.
1950 adet fenni kovan, 50 adet eski usul kovandan yılda 32.800 kg bal elde edilmektedir. 27 adet denizde kafes balıkçılığı işletmesinden 20 adedi faal olup; 450 ton/yıl levrek ve çipura üretimi yapılmaktadır. Körfez sularındaki balıkçılık küçük tekne limitinde trata ve süpürme ağları düzeyindedir. Balıkçı barınakları ve yanaşma yerleri gibi altyapı tesisleri ile entegre edilerek “balıkçı birlik ve Kooperatiflerince” desteklenmektedir.
1950 adet fenni kovan, 50 adet eski usul kovandan yılda 32.800 kg bal elde edilmektedir. 27 adet denizde kafes balıkçılığı işletmesinden 20 adedi faal olup; 450 ton/yıl levrek ve çipura üretimi yapılmaktadır. Körfez sularındaki balıkçılık küçük tekne limitinde trata ve süpürme ağları düzeyindedir. Balıkçı barınakları ve yanaşma yerleri gibi altyapı tesisleri ile entegre edilerek “balıkçı birlik ve Kooperatiflerince” desteklenmektedir.
Piri Reis'in 1519 yılında Karantina Adası'nı karaya bağlayan yolu anmasından sonra Klazomenai antik kentindeki araştırmaların tarihi 18. yüzyıldaki gezginlerin notlarına kadar geriye uzanmaktadır. 1764'de İngiliz gezgin R.Chandler bölgeye gelerek Karantina Adası'nı incelemiştir. 1867’de B.Randolph Karantina Adası'nda gördüğü kalıntıları kısaca tartışmakta ve Droumousa Adası'ndaki (Uzunada) bazı mermer blokları Roma dönemine ait bir tapınak olarak yorumlamaktadır. 19. yüzyıl sonlarına doğru Klazomenai'de üretilmiş figür bezemeli terrakotta lahitler, eskiçağ resim sanatının ürünleri olarak Avrupa müzeleri ile kolleksiyoncularının dikkatini çekmeye başlamıştır. 1883 yılında G.Dennis, köylüler tarafından rastlantı sonucu bulunmuş iki Klazomenai lahdini yayınlamış; lahitlere yönelik bu ilgi, kısa süre içinde bölgede kaçak kazıların başlamasına ve buluntuların çeşitli müzelere dağılmasına yol açmıştır. Dennis’den yaklaşık 70 yıl sonra diğer bir İngiliz bilim adamı J.M.Cook Batı Anadolu'daki İon merkezlerinin tarihi
coğrafyalarıyla ilgilenerek Klazomenai’deki ilk yoğun topografik araştırmaları yapmıştır; eski Klazomenai kentinin kesin konumu, Prof.J. M.Cook tarafından belirlenmiştir. 1950’li yıllarda E.Akurgal tarafından da anılan Liman Tepe'deki prehistorik yerleşmeyi belirlemiş ve yüzey malzemesine dayanarak hem arkaik kenti hem de Khyton mevkiindeki M.Ö. 4. yüzyıl yerleşmesini lokalize etmeye çalışmıştır. Yıldıztepe’nin kuzey-doğusundaki, bir surla kuşatılmış küçük tepeyi Akropolis olarak tanımlamıştır. Bu tepenin kuzey ve kuzeybatısında uzanan alanları ise M.Ö.6. yüzyıl kentinin ana yerleşim alanları olarak vurgulamıştır.
coğrafyalarıyla ilgilenerek Klazomenai’deki ilk yoğun topografik araştırmaları yapmıştır; eski Klazomenai kentinin kesin konumu, Prof.J. M.Cook tarafından belirlenmiştir. 1950’li yıllarda E.Akurgal tarafından da anılan Liman Tepe'deki prehistorik yerleşmeyi belirlemiş ve yüzey malzemesine dayanarak hem arkaik kenti hem de Khyton mevkiindeki M.Ö. 4. yüzyıl yerleşmesini lokalize etmeye çalışmıştır. Yıldıztepe’nin kuzey-doğusundaki, bir surla kuşatılmış küçük tepeyi Akropolis olarak tanımlamıştır. Bu tepenin kuzey ve kuzeybatısında uzanan alanları ise M.Ö.6. yüzyıl kentinin ana yerleşim alanları olarak vurgulamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder