ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA
-
-
ERSAĞ RESMİ WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
-
RESMİ ERSAG WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
BEYDAĞ
Prof. Dr. Bilge Umar, "Palaipohs", Helen dilinde, eski kent demektir. Bu ad yakın zamana kadar Balyambolu olarak kullanılıyordu. Beydağ ilçesinin adı Osmanlılara kadar, Palaiapolis adının değişik şekilleri ile (Palyapolis, Palaiapolis, Nikapolis, Palaipo-lis, Palaioupolis, Paloeopolis, Algiza, Palaiapolis) olarak gelmiştir. Bu şehrin adları ile yerlerinin de değişmiş olabileceği düşünülebilir. Nitekim M.S.IV. asırda Pisikoposluk merkezi olduğu zamanlar, kalenin batısında, Evliya Çelebinin geldiği zamanlar (1671) şehir kalenin doğusunda, Vakıf Tarla tarafında bulunduğu belirgin olmakla beraber, Beyköy`deki şehir kalıntısının tarihini belirlemek, arkeologların ilgisini beklemektedir.
Köy adlarına ve köylerdeki aşiret, boy, oymak, sülâle adlarına bakarak, Türkler'in ilk önce Beykoy'üne gelip yerleşmiş olabileceği kanısına varabiliriz. Beyköy, Çukuroba, Çakallar, Ağalar, İnnecikler, Macarlar mahallelerinin adları buna birer örnektir. Bunların geliş tarihleri belli değildir. Çukuroba Mahallesindeki mezar taşları yok edilmese idi bu konuyu aydınlatabilirdi. Mezar taşları, antik buluntular, etnografik eserler, Abdullah Efendi Medresesinde korunmalıydı.
1079–1080 yıllarında Selçukluların fetihleri Akdeniz, Ege Denizi ve Karadeniz kıyılarına kadar gelmiştir. Bu tarihlerde, Kilbiyanon ovasındaki: Palaiapolis (Balyambolu, Beydağ), Koloe (Keleş, Kiraz), Byrgion (Birgi). Hypaipa (Dabbey. Günlüce) Nikaia gibi kent ve kaleler Türklerin eline geçti. Selçuklu Emirlerinden Emir Çaka, merkezi İzmir olan bir beylik kurdu. Kuzeyde Emir Tanrıbermiş, merkezi Pars'ın beyliği ile Manisa topraklarını kapsayan, Alaşehir Beyliğini kurdu. Palaiapolis belki bu sırada, belki de bundan sonralarda Balyambolu adını almış olabilir. Beydağ bu beyliklerin ortasında ve etki alanı içindedir.
Balyambolu'dan Tasahorya (Erikli) köyüne geçen Evliya Çelebi, gördüklerini şöyle aktarmıştır: "... Sarp, dereli, tepeli bahçeli, bir dağ eteğinde havası güzel, kasaba misal 500 kiremit örtülü, mamur ve kagir ev vardır. Bir camii, 3 mescidi, bir kapalı hamamı, bir hanı, yedi dükkanı vardır. İrem misal bir şirin beldedir. Üzümü ve kirazı bol ve güzeldir. Her kiraz ağacı beşer onar katır yükü kiraz verir. Her kiraz tanesi keklik yumurtası kadardır. Bey yaylağın eteğinde olduğundan abıhayat suları vardır ki tabir olunmaz” Evliya Çelebi'nin görüp yazdığı yedi dükkândan dördü yıkılıp köy kahvesi yapılmıştır diğer üçü ise durmaktadır. Han yıkılmış yerine köy konağı yapılmıştır. Cuma Camii yıkılmış, yerine okul yapılmıştır. Merkez mescidinin yerine cami yapılmıştır. Hamamın, caminin bahçe kapısının batısından çaya inen yolun üstünde yıkıntısı durmaktadır.
Yunan ilerleyişine karşı Batı Anadolu’da Ödemiş savunması için yapılan İlkkurşun Savaşı yörede gerçekleşen ilk Kuva-yı Milliye hareketidir. Bu hareketin ardından sadece Ödemiş ve civarında gönüllülerin, efe ve zeybeklerin katılımıyla altı cephe kurulmuştur. Bu cepheler ve komutanları şöyledir: Bozdağ Cephesi Postlu Mestan Efe, Halkapınar Cephesi Mursallı İsmail Efe, Kaymakçı Cephesi Gökçen Hüseyin Efe, Çaylı Cephesi Keleş Mehmet Efe, Bademye Cephesi Kör Bayram Efe, Beydağ-Emirli Cephesi Dikileç Koca Mustafa Efe. Bu komutanlardan başka Beydağ ilçesinden Kuva-yı Milliye’ye katılanlar ise şunlardır: Avuncular Köyünden Şahbaz, Nuri TABAK, İbrahim PULCU, Ahmet KİREMİTÇİ, Tabaklar Köyü’nden Hacı Hüseyinoğlu Molla Ahmet, Abdullah Efendi, Erikli Köyü’nden İsmail Hakkı, Saraç Ali Rıza ÖZTÜRK, Yeniyurt Köyü’nden Ali Molla, Beyköy’ünden Hacı Ahmet, Halı Köylü Araplı Hasan, Yağcılar Köyü’nden Koca İbrahim ve ismini bilemediğimiz pek çok kahraman…
Beydağ’ı da içine alan bölgenin kaderini tayin etmek için 19 Eylül 1919’da toplanan II. Nazilli Kongresine; Antalya, Burdur, Isparta, Denizli livaları, Apa, Atça, Alaşehir, Eşme, Eğirdir, Bademli(Bademiye), Beydağ(Balyambolu), Buldan, Bozdoğan, Çal, Çivril, Çardak, Honaz, Dalama, Sarayköy, Sultanhisar, Keçiborlu, Sandıklı, Güney, Tavas, Garbikaraağaç, Kadıköy(Babadağ), Karacasu, Karahayıt, Kuyucak, Nazilli ilçe ve nahiyelerinden ikişer delege katılmıştır. Beydağ Bucağı’ndan II. Nazilli Kongresi’ne, Balyambollu İsmail Hakkı ve Abdullah Efendi katılmıştır. Nazilli Kongrelerinde, askerleri silahlandırmak, cepheye gerektiği kadar asker ve yiyecek göndermek oluşturulan Heyet-i Milliye’nin görevi olarak kabul edilmiştir.