ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

KARŞIYAKA

karşıyaka izmir
karşıyaka resimler
karşıyaka fotoğraflar
karşıyaka manzaralar
karşıyaka görüntüler
karşıyaka video
karşıyaka spor
karşıyaka yemekleri
karşıyaka haber
karşıyaka haritası
karşıyaka ulaşım
karşıyaka iklim
karşıyaka nüfus
karşıyaka tarih
karşıyaka coğrafya
karşıyaka turizm
karşıyaka  otel
karşıyaka pansiyon
karşıyaka yurt
karşıyaka konaklama
karşıyaka konut
karşıyaka emalk
karşıyaka satılık
karşıyaka kiralık
karşıyaka arsa
karşıyaka araç
karşıyaka kültür
karşıyaka sanat
karşıyaka lokanta
karşıyaka ekonomi
karşıyaka sanayi
karşıyaka ticaret
karşıyaka tarım
karşıyaka hayvancılık
karşıyaka doğa
karşıyaka gezi
karşıyaka tatil
karşıyaka  deniz
karşıyaka nehir
karşıyaka dağları
karşıyaka akarsuları 
karşıyaka sağlık
karşıyaka hastahaneleri
karşıyaka devlet hastahanesi
karşıyaka meb
karşıyaka eğitim
karşıyaka okul
karşıyaka lisesi
karşıyaka kumsal
karşıyaka kızları
karşıyaka



















Karşıyaka İlçesi, İzmir Körfezi'nin kuzeyinde 84 kilometrelik bir alanda kurulmuştur. Yamanlar Dağ Grubu'nun güney yamaçlarını da içine alan Karşıyaka'nın doğusunda Bornova, batısında Çiğli ve kuzeyinde Menemen bulunmaktadır. Denizden yüksekliği 1- 700 metre arasında değişmektedir. Bostanlı, Alaybey, Nergis gibi semtler ovada, Bayraklı, Gümüşpala ve Yamanlar gibi semtler ise yamaç arazilerde kurulmuştur.
 Gediz Nehri 1870'li yıllara kadar Karşıyaka'dan denize döküldüğü için, nehrin yatağı değiştirilince hem körfezin dolmasının önüne geçilmiş hem de ilçe yerleşime açılmıştır. 1876 yılında demiryolu hattının gelmesiyle yamaçlarda yaşayanlar demiryolunun sağ ve soluna yerleşmişlerdir. 1890 yılında ise vapur seferlerinin başlaması ikinci nüfus hareketini başlamıştır İlçe 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan işgaline uğramıştır.9 Eylül 1922'de ise Albay Suphi Kula komutasındaki 14. Süvari Tümeni tarafından işgal kaldırılmıştır.
Karşıyaka’nın, Küçük Yamanlar Tepesi üzerinde ve su deposu kazısı sırasında tahrip olan höyükte bulunan kültür tabakaları ile etrafa saçılan seramik buluntularından yola çıkılarak yapılan tarihlendirmeyle Eski İzmir’den daha eski bir tarihsel geçmişe sahip olduğu bilinmektedir. Tepede görülen en erken tarihli seramikler uzmanlar tarafından Neolitik çağın geç safhasına (İ.Ö. 5000) tarihlendirilmektedir. İzmir ve çevresinde Küçük Yamanlar Tepesi’nde görülen en geç tarihli çanak çömlek 12. ve 13. yy. da üretilen yeşil sarı renkli sırlı seramiklerdir. Bu yüzyıllar İzmir ve çevresinde Bizans İmparatorluğu egemenliğinin son dönemleridir.
Bizans İmparatorluğu’nun coğrafyamızdaki kökleri İ.Ö. 2. yy.’ın sonlarında Anadolu’yu ele geçiren ve 1500 yıl boyunca elinde tutan Roma İmparatorluğu’na bağlanır. Özellikle 15. yy.’dan 5. yy.’a kadar yaklaşık 400 yıl Roma’nın güçlü yönetimi altında Batı Anadolu en parlak ve zengin dönemini yaşamıştır. Bu dönemde Smyrna, Ephesos ve Pergoman ile rekabet halindeymiş ve Asya eyaletinin en zengin ve gönençli kentidir.
Küçük Yamanlar Tepesi’nde kayalık zirvesindeki buluntular İ.Ö. 6000 yıllarından günümüze kadar neredeyse kesintisiz olarak kullanılmasına şaşmamak gerekir. Tepe, Yamanlar Dağı’nın güneye bakan yamaçlarına düşen yağmur sularını ve onunla birlikte yamaçlardaki verimli toprağı körfeze taşıyan üç adet taşkın derenin meydana getirdiği Alaybey ve Karşıyaka düzlüklerine hâkim bir noktada bulunmaktadır.
 Bu düzlük zaman içinde deniz tuzundan arındığı ölçüde verimli bir toprağa dönüşmüştür. Bu topraklar tarih öncesi dönemden düne kadar verimli sebze ve meyve bahçelerini barındırmaktaydı. Karşıyaka’nın en önemli özelliği deniz kenarına kadar inen Yamanlar ormanları ve yemyeşil bahçeleri ile İzmir’de bir mesire ve eğlence yeri olarak parlamasıdır. 18. yy.’ın sonuna kadar bu bölgeden gelip geçmiş ünlü batılı seyyahlar Cordelio denilen bu cennet yeşili sahili anlatmadan edememişlerdir. 18. yy.’da Karşıyaka, özellikle zeytinleri ile ünlü bir köy olarak kayıtlara geçmiştir.
1865 yılında geçen tren yolu Karşıyaka’nın hızlı gelişmesine yol açmıştır. 1891 Aydın Vilayet Salnamesi’ne göre 832 ev ve 1080 kişilik bir nüfusu vardır. 1884’te kurulan Hamidiye vapur şirketinin Karşıyaka’daki tahta iskeleye vapur seferlerine başlaması, gelişmeyi daha da hızlandırmıştır. Bu yıllarda Karşıyaka’da ikili bir yerleşme atbaşı ilerlemiştir. Sahil şeridinde, büyük arsalar alan Levantenler ve yabancı tüccarlar buralara yerleşerek yalılar ve köşkler yapmaya başlamışlardır. İzmir Tümen Komutanı Giritli Ferik Hüseyin Hilmi Paşa ise Soğukkuyu civarını Türkler’in iskanına açmıştır.
Böylece yüzlerce yıl önceden Yamanlar’ın Alucra-Sıralı Köy yörelerinde yaşayan Türkler yaygın bir şekilde Soğukkuyu’ya yerleşmeye başlamışlardır. Karşıyaka’nın ilk Belediye Başkanı Çömezzade Hacı Mehmet Efendi, 1874’te Soğukkuyu Cami’ni inşa etmiş ve beldeye büyük hizmetler vermiştir. İzmir Tümen Komutanı Ferik Hoca Osman Paşa, tramvay caddesi üzerinde çarşıya doğru ikinci camiyi inşa etmiştir. Bu yıllarda Levantenlerin mülkiyetindeki sahil evleri daha çok yazlık sayfiye olarak anılmakta, pazar günleri ise kordon boyu çok kalabalık ve şenlikli olmaktaydı.
 Papa Scala veya Papas Köyü olarak isimlendirilen Bostanlı ise Menemen’in karpuz ve kavunun boşaltıldığı, gemilere yüklendiği bir iskeleydi. Buna dayanılarak Karşıyaka ve yöresinin de yerleşime açık olduğu sanılmaktadır. Antik Çağlarda Kordeleion denilen kentin burada olduğu iddia edilmişse de kesinlik kazanamamıştır. Bu kentin Yamanlar Dağı eteklerinde bulunduğu sanılmaktadır. Bugünkü Karşıyaka ile Kordeleion arasındaki bağlantı kesinlik kazanamamıştır. Antik Çağ İonia bölgesinin önem kazandığı yörede Lydialılar, Persler, Makedonyalılar, Pergamon Krallığı, Romalılar ve Bizanslılar hâkim olmuşlardır.
Karagöl'ün yemyeşil ormanlar arasında küçük ve şirin bir göl olmasının yanında mitolojide de yeri vardır. İzmirliler Bayraklı'ya yerleşmeden önce Karagöl'ün bulunduğu çevrede yaşarlarmış. Efsaneye göre; İzmirli olan Frigya Kralı Tantalos Smyrna'dan (İzmir) Magnesia'ya (Manisa) doğru uzanan Spilios Dağı'nda, Frigya halkı ile birlikte yaşar ve Batı Anadolu'ya yayılmış devletini yönetirmiş. Spilios Dağı çok verimli topraklara ve zengin maden yataklarına sahip bir yermiş. Tanrıların sofrasına oturabilen tek insan olan Tantalos gün gelmiş Olimpos Dağı tanrılarının hışmına uğramış. Anadolu tanrıçası Kibele'ye inandığı için Hellen tanrılarını küçük gören ve onların güçlerini sınamaya kalkan Tantalos büyük bir cezaya çarptırılmış. Spilios Dağı'nın bir yarığından atılarak ölüm tanrısı Hades’e gönderilen Tantalos, burada Zeus tarafından ebedi açlık ve susuzluğa mahkûm edilmiş ve bu ceza dünyanın her köşesinde Tantalos İşkencesi olarak anılmış. Hatta İzmirli tarihçi Homeros da Odysseia'da hemşehrisi Tantalos'un çektiği acıları etkileyici biçimde anlatmış. Tantalos'un atıldığı yarık daha sonra göl haline gelmiş ve bu göle Tantalos Gölü adı verilmiş. Yamanlar Dağı'ndaki bu gölün şimdiki adı Karagöl’dür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder