ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

-MENDERES

menderes izmir
menderes resimler
menderes fotoğraflar
menderes manzaralar
menderes görüntüler
menderes video
menderes spor
menderes yemekleri
menderes haber
menderes haritası
menderes ulaşım
menderes iklim
menderes nüfus
menderes tarih
menderes coğrafya
menderes turizm
menderes otel
menderes pansiyon
menderes yurt
menderes konaklama
menderes konut
menderes emlak
menderes kiralık
menderes satılık
menderes arsa
menderes araç
menderes ekonomi
menderes sanayi
menderes ticaret
menderes tarım
menderes hayvancılık
menderes sağlık
menderes hastahaneler
menderes devlet hastahanesi
menderes kültür
menderes sanat
menderes dağları
menderes akarsuları
menderes eğitim
menderes okul
menderes lisesi
menderes iş
menderes doğa
menderes gezi
menderes tatil
menderes arkadaşlar
menderes
1402-1403 kışını bu çevrede geçiren Timur, İzmir yakınlarına gelerek şövalyelerin başı olan Gulliame ve Muni’den şehri boşaltmalarını istedi. Red cevabı üzerine şehri işgal etti.
 1403 yılının ilk günlerinde İzmir, Timur’un eline geçti. Timur, Orta Asya’da yapacağı savaşlar için buradan ayrılırken eski topraklarını Aydınoğulları’na iade ettiyse da önceden Yıldırım Beyazıt tarafından subaşı olarak tayin edilen İbrahim Ağa’nın oğlu Cüneyt Bey sahneye çıktı. Cüneyt Bey Poliahora (bu ad sonradan Ballı Kaya diye anıldı) denilen yere bey olarak tayin edildi. Babasının ölümü ve Timur’un burayı terk etmesinden yararlanıp, Edirne’de hüküm sürmekte olan Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Süleyman Çelebi’den de yardım görerek, Aydınoğullarını İzmir’den uzaklaştırdı.
1405-1406’dan sonra hamisi isyan ettiği için tevkif edilip Rumeli’ne sürüldü. Daha sonra bir fırsatını bulup tekrar İzmir’e geldi. Mehmet, bütün kardeşlerini saf dışı ederek Osmanlı saltanatını ele geçirdikten sonra Cüneyt’e karşı harekete geçerek 1415 yılında İzmir’i kuşattı. On günlük bir kuşatmadan sonra Cüneyt Bey İzmir’i terk ederek Bizans’a sığındı. Bizanslılar kendisini hapsettiler ve ellerinde bir koz olarak kullanmaya başladılar. Mehmet Çelebi’nin, İzmir’i istilasında kendisine Rodos Şövalyeleri ne Midilli prensi de yardım etti. Çünkü Cüneyt Bey’den onlar da yılmışlardı. Cüneyt Bey Bizans’ta hapis kaldığı sürece boş durmadı. Çelebi Mehmet’in ölümünden sonra da bu isteğine kavuştu. Bizans tarafından tahliye edildi. Çünkü Cüneyt Bey, Bizans’ta hapis kaldığı sürece
 Genç Osmanlılar devamlı seferden sefere koşmuşlardı. Bu durum Bizans’ın hiç işine gelmiyordu. Bu sebeple tahliye edilen Cüneyt Bey Düzmece Mustafa hareketine katıldı. Daha sonrada 1422 tarihinde İzmir’e gelerek bir süre tekrar buraya hakim oldu . 1424 veya 1426 tarihinde İzmir’e gelerek bir süre tekrar buraya hakim oldu. 1424 veya 1426’da II. Murat tarafından yakalatılarak oğluyla beraber idam edildi. Bugün Karacaağaç’ta mezarı bulunmaktadır. Bundan sonra İzmir, dolayısıyla Menderes daimi olarak Osmanlı himayesine katılmıştır. Cüneyt Bey olduğu sıralarda, kendi adıyla anılan bir de cami yaptırmıştır. Mehmet Çelebi, Cüneyt Bey’i ortadan kaldırmak istediği sıralarda, Cüneyt Bey adını unutturmak için; Menderes’in güneyinde, bugün harabe olan ve yıkık minaresi olan camiyi yaptırmıştır.
Bu bölgenin adını Cuma Tesmiye koymuştur. Cüneyt Bey’in, Sinan Fakı adlı kadısı varmış. Bu kadı hayli işler başarmış. Kadı efendi Menderes ile Gölcükler arasında kendi adıyla anılan bir köy kurmuş. Bu köyün halkı, veba salgını sonucu tümüyle ölmüş. Köyde bakımsız kaldığı için harap olmuştur. Bugün kalıntıları vardır. Rodos’un fethine çıkan Kanuni Sultan Süleyman’ın orduları bir süre Menderes’te konaklamıştır. Tertip ve düzeni burada kararlaştırmıştır. BU sırada bölgeye Cem Ovası denildiği kayıtlardan anlaşılmıştır. 9 Eylül 1922’de İzmir ile birlikte düşman işgalinden kurtarılmış ve CUMAOVASI adını almıştır. 3 Haziran 1988 tarihinde adı değiştirilerek "MENDERES" olmuş ve ilçe haline getirilmiştir.
Değirmendere’nin doğusunda kurulmuş olan Kolophon, deniz kenarında kurulmayan tek İon yerleşimidir. Kolophon 12 İyon şehrinden biridir. Güçlü bir donanmaya ve süvari birliğine sahip olmasına rağmen, bir çok savaştan zarar görmüş ve deniz korsanları zamanında bile Lidya, Pers ve Makedonya kuvvetleri tarafından yönetilmiştir. Kolophon MÖ 302’de Lysimakhos tarafından yıkılınca, onun komşu şehri olan Notion önem kazanmıştır. Homer vatandaşlığını talep eden şehir Klaros Tapınağı’yla ve nasihat merkezi olmasıyla da ünlüdür.
 Adını Kolophon Dağı’ndan alan kent büyük İon göçleri sırasında geniş ölçüde Girit-Miken etkisinde kalır.1886 yılında bulunan kent kalıntıları alanında,ilk kazı çalışması 1922 yılında yapılmıştır. Aşağı şehir,güney tarafta buluna Akropol kenarında uzanmakta ve MÖ.4 yy. da yapılmış olan duvarlarla korunmaktadır.İlk kent Akropol’ün bulunduğu 800 metre yüksekliğindeki tepenin güney batısında yer alır.Akropol’ün kuzey yamacında ovadan 195 metre yükseklikte bazı eski binaların izleri görünür.Bunlardan en iyi şekilde günümüze ulaşanı MÖ.4 yy. a tarihlenen Stoa’dır.Stoa’nın yanında bir kaç ev bloku ortaa çıkarılmıştır.Daha batıda ise hamamların yer aldığı kalıntılar görülür.