ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA
-
-
ERSAĞ RESMİ WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
-
RESMİ ERSAG WEP SİTESİ DEĞİLDİR
-
KİRAZ
V.yüzyılda başlayıp 1071 Malazgirt Zaferi ile hızlanan Türk göçleri ile tam anlamıyla Türk Yurdu olan Anadolu’ya yerleşen Türk boyları; yerleştikleri yerlere ya kendi boy adlarını vermişler ( Kınık, Bayındır, Mamak, Yüreğil, Avşar, Yazır, Dodurga, İğdir, Kızık, Çepni, v.b.) ya da göç ederek geldikleri Orta Asya’daki yer adlarını, geldikleri Anadolu’daki benzer şehirlere de vererek, Orta Asya (Anayurt) ile hâtıra bağlarını canlı tutmak istemişlerdir.(Keles, Kavak, Boztepe, Beylikçayır, Yassıkaya, Ilgın, Kurtderesi, Şıhlar, v.b.)

İklimi: Kiraz’da Akdeniz ikliminin İç Ege tipi hüküm sürmektedir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlıdır. İklim, ova kısmında ılıman, yüksek kısımlarda biraz serttir. Ancak, Ocak ayı ısı ortalaması 10, Şubat ayı ısı ortalaması 8 derece civarındadır. Yazları sıcaklık gölgede 37-38 derece civarındadır ama son yıllarda bu ortalama 40-42 dereceye kadar yükselmeye başlamıştır. En sıcak aylar Temmuz ve Ağustos’tur. Kışın yükseklerde kar yağışı da görülür. En yağışlı ay Aralık’tır, genellikle Kasım-Mayıs ayları arası yağış görülür. Kiraz ovasına, özellikle de ilçe merkezine kar hemen hemen hiç yağmaz. Kiraz'lılar karı, ancak Kiraz'ı çevreleyen dağların doruklarında görürler. Ancak yüksek tepelere; Çavuş Dağı, Altınoluk (Kayacıkhisar), İğdeli gibi yerlere kış aylarında oldukça yoğun kar yağmaktadır. Özellikle Bozdağ ve Beydağ'da kar kuyuları bulunmaktadır. Kışın yükseklere yağan kar sayesinde, yaz aylarında sadece Kiraz, Ödemiş ve çevresine ait bir tür içecek olan "Kar Helvası" yapılmaktadır.
Akarsular/Göller: İlçenin tek akarsuyu, Bozdağ’dan (Çatak ve Dokuzlar civarından) doğup, ilce içinden geçen Küçük Menderes ırmağıdır. Küçük Menderesi iki koldan beslenmektedir. Bir kol Bozdağ üzerinden Çatak ve Dokuzlar köyleri yakınlarından çıkarak, Kiraz merkezinden geçip güneye doğru akan ana koldur. Diğer kol ise; Kiraz Ovasının güneyinden ve doğusundan Çavüş dağından çıkarak Çay Ağzı’ndan geçip gelen Han Çayı (Ulu Çay) ve güney doğusundan Haliller Çayı ile Eserler deresi, kuzey doğusundan Suludere, Veliler ve başka küçük kollar da katılmaktadır. Her iki kol, Kiraz’ın 5 km kadar güneyinde birleşir ve Küçük Menderes adını alarak Karaman Köyü topraklarından sonra, Beydağ ilçesi topraklarını, oradan Ödemiş topraklarını da sulayarak, 150 km. akarak Selçuk’un Pamucak sahilinden Ege Denizi’ne dökülür. Nehir çoğu yerde yazın kurumaya başlamıştır. Tarım sulamasında ancak Mayıs ve Haziran aylarında faydalanılmaktadır. Nehrin suları yıllardır, Kiraz Ovası’nda sulu tarım için kullanılmaktadır. Irmak üzerinde yapımı tamamlanan Beydağ Barajı; Kiraz, Beydağ ve Ödemiş ovalarında sulu tarımı daha verimli hale getirecektir. Kiraz, çevresindeki dağlar sebebiyle, bir vadi içerisinde kurulmuştur. Merkezde, hiç bir yükselti yoktur.
Bitki Örtüsü: Kiraz coğrafyasın yabani hayvan olarak; tavşan, tilki, çakal, kurt, yaban domuzu, kirpi, sansar, keklik, çulluk, karatavuk, güvercin, yılan ve bıldırcın yetişir ve avlanır. Nehir ve derelerin derin yerlerinde sazan, alabalık ve çay balığı da bulunur ve avlanır.
Keles/Kiraz, 1506-1530 yılları arasında köy statüsünde kalmıştır. 1530 yılında Keles’te 96 Hane bulunmaktadır, yaşayan nüfus sayısı belli değildir, Keles, 1530-1811 yılları arasında bucak merkezi, 1811-1867 yılları arasında Kaza Merkezi, 1867-1923 yılları arasında Nahiye merkezidir. Keles, 1948 yılında, Cumhuriyetin ilanı sırasında Ödemişe bağlı bir nahiye iken, Kiraz adı verilerek ilçe haline getirilmiştir. Merkezdeki mahalleler: Cumhuriyet Mahallesi, İstiklâl Mahallesi, Yeni Mahalle ve Kırköy Mahallesidir. İlçeye bağlı 52 köy mevcuttur. Köy mahallesi sayısı ise 208’dir.
Türk toplulukları Anadolu’da çeşitli ırklara mensup, Müslüman olmayan ve kısmen köylü, kısmen de şehirli bir halk buldu. Türk yöneticiler, bu Müslüman olmayan çiftçileri de koruması altına alıyordu ama yine de köylü nüfus savaş ve anarşi yıllarında iyice azalmaya başlamıştı Türkmen beyleri, akın akın Anadolu’ya gelen göçebe Türkmenlerin talanından yerli halkı korumak hem de yeni köyler kurulmasını sağlamak üzere onları yerleşik düzene geçirmeye başladılar. Çünkü, Anadolu’ya gelen Türkler arasında Orta Asya’da çok eskiden beri köy hayatına, hatta şehir hayatına geçmiş her türlü halk bulunuyordu. Böylece, bunlar yeni geldikleri yerlerde de aynı hayat şartlarını devam ettirmek istiyorlardı. Anadolu’ya yerleştirilen Türk toplulukları, yerleştirildikleri yerlerde kendi isimleri ile köyler kuruyorlar, daha önce yaşadıkları bölgelerdeki bazı dağ, köy, nehir adlarını yeni yerleşim yerlerine veriyorlardı.
Keles/Kiraz yöresi Antik Çağ’da sırasıyla; Hitit egemenliğinde 600 yıl, İon egemenliğinde 700 yıl, Frigya egemenliğinde 500 yıl, Lidya egemenliğinde 160 yıl, Pers egemenliğinde 212 yıl, Makedon Krallığı egemenliğinde 77 yıl, Suriye Krallığı egemenliğinde 100 yıl, Bergama Krallığı egemenliğinde 55 yıl, Roma İmparatorluğu egemenliğinde 215 yıl, Bizans İmparatorluğu egemenliğinde 913 yıl, Ceneviz egemenliğinde 5 yıl, Selçuklu hâkimiyetinde 237 yıl, Sasa Bey hâkimiyetinde 2 yıl, Aydınoğlu Beyliği hâkimiyetinde 116 yıl, Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetinde 497 yıl ve 86 yıldır da Türkiye Cumhuriyeti egemenliğindedir.
Roma İmparatorluğu Dönemi (M.Ö.129-M.S.395) :M.Ö.129 yılında Romalılar’ın eline geçen (İzmir M.Ö.190 yılında Roma egemenliğine girmiştir) ve 524 yıl Roma egemenliğinde kalan Keles/ Kiraz yöresinde, bugün olduğu gibi, Antik Çağda da anayollardan uzak bir konumda olması sebebiyle yaşanan ilkel kabile hayatı, Roma döneminde de devam etti. M.S.2. yüzyılın sonlarında, bütün Anadolu'da, şehirleşme hareketleri başladıysa da Kil¬bis vadisini yukarı kesimleri, yani Keles/Kiraz ve çevresinde, hâlâ eski kabile düzeni devam ediyordu. Ancak, bu tarih¬lerden sonra, Koloe/Kolose'nin (Keles/Kiraz) ve sonra da cıva madenleriyle ünlü Palaiapolis'in (Beydağ) birer kent ola¬rak ortaya çıkmasıyla, kentlileşmenin başladığı anlaşılıyor.
1176’daki Miryakefalon Zaferi’nden sonra; Bizans’ın Türkleri, özellikle Gediz (Hermos) ve Menderes (Meander) olmak üzere, nehir vadilerinin yukarısında durdurma planları da sona ermiştir. Bunun sonucunda; Anadolu’daki pek çok bölge, yöre, ilçe, bucak, köy, ova, dağ, tepe, ırmak, çay ve derelerin Türkçe adları (Coğrafî adlar), bugün hâlâ bazıları aynı isimlerle bazen da değişime uğrayarak korunmaktadır. Böylece; Anadolu’ya sevk edilen Türkmenler, bu ülkede Orta Asya’da yaşadıkları bölgelere uygun (iklim, vb. olarak) yörelere yerleşmek suretiyle, eski hayat tarzlarını sürdürmüşlerdir. Şimdi bile öyle değil mi? Kırgızistan’dan göçmen olarak gelenler, ülkelerindeki iklime uygun Van çevresine yerleşmediler mi?
1451 yılında Aydın Sancağı kentleri içerisinde, Tire Sancak Merkezi idi. Diğer şehirler Keles’in de bağlı bulunduğu Birgi, Güzelhisar, Sultanhisar, Bozdoğan, Arpaz, Yenişehir, Kestel, Ayasuluğ, İzmir ve Alaşehir idi. Evliya Çelebi bu şehirleri 14 kaza olarak nitelemekte ve bunların isimlerini şöyle sıralamaktadır. Tire, Bayındır, Birgi, Sart, Balyambolu, Kilas/Keles, Güzelhisar, Köşk, Sultanhisarı, Nazilli, Arpaz, Amasya, İnegöl, Alaşehir.
7 Kasım 1864 tarihli Vilayet Nizamnâmesi ile merkezi yine İzmir olmak üzere, yeni Aydın Vilayet 23 Mayıs 1867 tarihinde kurulmuştur. Bu Vilayetin 4 sancağı vardı: İzmir, Aydın, Saruhan ve Menteşe. Merkez Sancağın Sığla olan adı da İzmir olarak değiştirildi. Bu yeni kurulan İzmir Sancağı’na bağlı ilçeler; Bayındır, Çeşme, Foçateyn (Yeni ve Eski Foça), Kuşadası, Menemen, Ödemiş, Tire ve Urla idi. Bu tarihte İzmir Sancağı içinde; 8 ilçe, 9 bucak ve 702 köy yer almaktaydı. Bu Kanun ile Birgi, Keles (Kiraz), Balyambolu (Beydağ) kazalıktan çıkarılarak Ödemiş kazasına bağlı nahiye/bucak durumuna indirilmiştir.
Keles, Cumhuriyet’in ilanı sırasında Ödemiş’e bağlı nahiye iken, 1948 yılında Kiraz adı verilerek ilçe yapılmıştır. Her ne hikmetse; Keles adı, kirazının bol olmamasına rağmen, yöre halkı tarafından da hiçbir anlam ifade etmeyen ve hâlen de benimsenememiş olan, Kiraz ismini almış ve böylece de Keles adı, diğer tarihî değeri ve hatırası olan yer adları gibi, tarihe karışmıştır. Ancak, bu tarihe karışma, resmî makamlar ve belgeler nezdindedir. Keles halkı, hiçbir zaman Keles ismini dilinden düşürmemiş ve hâlen de en yaygın olarak Kiraz değil, Keles ismi kullanılmaktadır. Yolunuz bu tarafa düşecek olursa; göreceksiniz ki Ödemiş-Kiraz arasında yolcu taşıyan minibüs şoförleri ve muavinlerinin “Keles, Keles, Keles’e bir kişi!”, diyerek müşteri topladıklarını, arada sırada da yeni ismiyle ilçeyi tanıyanlar için , “Keles Kiraz, Keles Kiraz!” diyerek müşteri aradıklarını görebilirsiniz.
İlçemizde, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından yapılan inceleme ve araştırma sonucunda; Kaleköy Antik Kent Kalıntısı (Gymnasium ve tonozlar), Hisar Köyü-Asar (Hisar) Kalesi, Çayağzı Köyü-Yapı Kalıntısı, Sarıkaya Köyü Camii, Tekke Türbesi ve Mezarlığı ile Başaran Köyü- Erenler Tepesi Tümülüsü (Kaya Mezarlığı) SİT alanı kapsamına alınmıştır. Ayrıca Yağlar Kalesi, Kayacık Hisar Kalesi, Dokuzlar Yılanlı Kale, Merkezdeki Aydınoğlu İsa Bey Camii (Ulu Cami), Suludere Camii ve Hamamı, Şemsiler ve Karaburc köylerinde bulunan (Tümülüsler) kral mezarları, Haliller Köyündeki Çeşme, bu köye bağlı Vakıflar Mahallesindeki Türbe ile Cevizli Köyündeki Cami ve Çeşmede önemli eski eserlerdendir.